Sevgili makale alıcıları,uzun zamandır içinde olduğum makale bilgileri hakkında Google üzerinde en önemli bilgiyi keşfettim. Makale yazıp sadece siteye eklemek yeterli olmuyor. Bunun kuralları var. İlk kural, özgün ve benzersiz olması 2 kural doyurucu olması. Makale kelime sayının en az 600 ve üzeri olması Google tarafından değer görüyor. 

600 kelime bilgisinin kaynağı nedir? 

Merhabalar,

Yazının uzunluğu ile sıralamasının doğrudan hiçbir ilişkisi yoktur. Google'da "internet nedir" diye aklımıza ilk gelen öbeği araştırdığımızda, Google'ın öne çıkardığı metnin bir sözlükten alınan ve 20 kelimeyi geçmeyen bir içerik olduğunu görürsünüz. Bunun haricinde, ikinci ve üçüncü sırada bulunan içeriklerin de 300 kelimeyi aşmadıklarını göreceksinizdir.

Yine 7. - 8. sayfalara baktığınızda sizin bahsettiğiniz gibi içerikleri de bulabileceksiniz. Veya birinci sıradaki sitede bahsettiğiniz "kalınlaştırılmış" sözcüklere de rastlayamayacaksınızdır.

Bunlar sizin kendi "kanı"larınızdır ve gerçekler ile hiçbir bağlantısı yoktur.

Bu sitede hiç satış yapamamanızın ana etkeni hiç makale yüklememiş olmanızdır. Buna ek olarak, sizin aksinize, alıcılarımız Google politikaları hakkında bilgilidir. Bu sebepten ötürü muhtemelen kendi kanınızı görmezden geleceklerdir.

Bir başka ve ilgili aramadaki birinci siteye dahi içerik üreten yazar olarak öncelikle ilgili politikalar hakkında bilgi edinmenizi tavsiye ederiz. İkinci olarak, hiçbir satış yapmayan birinin başarılı olma imkanı da yoktur. Bu yüzden "başarısız olduğumu göstermez" gibi söylemlerin herhangi bir gönderimi olmadığı gibi tamamen asılsız önermeler olarak havada kalmaktadır. Dahası, söz varlığınız oldukça kısıtlı, eğer başarılı olmak istiyorsanız, bunu da bir an önce geliştirmeniz son derece önemliyken, yine bir yazar(!) olarak en azından ne zaman yeni bir paragrafa geçmeniz gerektiğinizi de bilmeniz gerekiyor. Son olarak, yine bir yazar(!) olarak, fikirlerinizi daha tutarlı bir şekilde aktardığınız takdirde başarıyı yakalayabileceksinizdir. Google politikalarından bahsederken bir anda kendinizden bahsetmeye başlamışsınız ve kendinizi ispatlama çabası içine girmişsiniz.

(Küçük bir not: diyadinnet içeriklerinin çoğunu serbest çeviri yöntemi ile hazırlamaktadır yani Google'daki "internet nedir" adlı sorguda birinci sırada olan site, sizin bahsettiğiniz "sözde ve ispatlanmayan asılsız tekniklerin" hiçbirini kullanmamaktadır. Google'ın misyonu ise kullanıcı dostu olmaktır.)

(Ekleme) Küçük bir not daha: Sözcük yoğunluğunu ölçen algoritmaları sıradan yazılımcılar bile kolaylıkla yazarken, metnin ve yazarın bilgi birikiminin göstergesi olan bu etkeni Google'ın atlaması mümkün değildir. Eğer teknik veya kuramsal anlamda daha önce metinler üzerinde çalıştıysanız, bu bilginin ne denli önemli olduğunu da bilirsiniz. Bu yüzden bir an önce söz varlığınızı geliştirmeniz için çaba sarfetmenizi öneririz.

Tüm bu söylediklerinizin aksine, Google'ın şu an önlem almak istediği şey, sizin de kasıtlı veya kasıtsız olarak yaptığınız, Google'da üst sıralara çıkmak için bilgi kirliği oluşturan içerikleri daha da geri sayfalara itmektir. Bir nevi interneti, internet kavramı üzerine yapışmış olan "bilgi kirliliği" ya da "bilgi çöplüğü" yaftalarından kurtarmaya çalışmaktır.

Bunlar sizin kendi "kanı"larınızdır ve gerçekler ile hiçbir bağlantısı yoktur.

İşte ben de bu yüzden arkadaşa sorumu yöneltmiştim. Ama kendisi ne yazık ki bu konuda bilgilenmek istediğimi düşünerek bana tavsiyelerde bulunmuştur :) 

İyimakale'nin yazdıklarına sonuna kadar katılıyorum. Sektörde çok eski ve tecrübeli olmasam da kısa bir süre içinde edindiğim bilgilere göre google kelime sayısına, kalın puntoyla yazılan anahtar kelimelere vs. takılmıyor. Bunun yerine tamamen özgün bir şekilde oluşturulmuş benzersiz içerikler, samimi ifadeler, kullanıcıya fayda sağlayan yazılar google'da üst sıralara çıkıyor. 

Çok önem verilen anahtar kelimeleri google'a yazınca o anahtar kelimelerin hiç olmadığı pek çok yazının en üst sıralarda olduğunu görebiliyoruz. Ve bu yazılar içinde 600 kelime olmayan pek çok yazının olduğunu da görebiliriz.